HUKUKİ BAKIŞLA ABHAZYA'NIN TANINMA HAKKI
- MERAL TEKİN
- 16 Eki 2015
- 3 dakikada okunur
GÜRCİSTAN’IN ABHAZYA ÜZERİNDE ‘’TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ’’İDDİA ETMESİNİN HİÇBİR HUKUKİ DAYANAĞI YOKTUR!
1991 yılında Gürcistan Yüksek Kurulu, 1918-1921 yıllarında ilan edilen, Abhazya ile hiç bir hukuki ilişkisi bulunmayan, Demokratik Gürcü Devleti ‘Kararını’ onadı. Bu tarihten itibaren SSGC hukuken yıkıldı. Dolayısı ile, Abhazya Cumhuriyeti ile Sovyetler zamanında Sovyet kanunları ile kurulan hukuki ilişkileri sona erdi. Bu şekilde eski SSGC sınırlarında aralarında hukuki hiçbir bağ olmayan iki ülke oluştu. Birleşmiş Milletler (BM)’in Gürcistan toprak bütünlüğünü desteklemesinin, Gürcistan’ın Sovyetler Birliğinden çıkmış olmasından dolayı, hiç bir hukuki dayanağı kalmadı.
Zaten Abhazya gürcü asıllı Stalin tarafından , ortak bir sınır dışından, hiçbir benzerlikleri olmayan bu ülkeyi, sırf Abhazya’nın zengin topraklarına ve turizm gelirlerine sahip olmak, toprakların ve nufusunu genişletmek arzusuyla Gürcistan’a bağlanmıştı(hediye etmişti).
Buna rağmen, Gürcistan tüm dünya kamuoyunu ‘’toprak bütünlüğü’’ iddaiası ile yanıltmaktadır. Tarihi çarpıtmaktadır.
ULUSLARASI HUKUKA GÖRE AYRILMA HAKKIMIZ VARDIR !
Abhazlar, kollektif bir kimliğe sahiptir, kendi dil, örf ve adetleri, dini vardır. Düzenli bir orduya sahip olmamasına rağmen 1992-93 savaşında galip gelmemiz, gerekli olan uyum ve aidiyet duygusuna sahip olduğumuzun en büyük kanıtıdır.Abhazlar , ne ayrılıkçı, nede azınlık bir grup değildir. Abhazlar bir halktır.
Abhazya, 22 yıllık bağımsızlığında, genel demokrasi kurallarına bağlı, insan hakları ve özgürlüklerine saygılı, demokratik ülkelerle işbirliği ve dostluk kurabilen bir ülke olma çabası göstermiştir. Savaş sonrası dönemde uluslararası topluluk tarafından Abhazya’ya yapılan emsalsiz baskılara, soyutlama ve ambargoya rağmen tanınma sürecinde, bağımsız olarak bütün zorlukları aşarak ayakta kalmayı başarmıştır. Abhazya Cumhuriyeti demokratik bağımsız bir hukuk devletidir. Abhazya Cumhuriyeti gerçekten de demokrasi standartlarına uygun bir şekilde etkili hukuk sistemine, demokrasi kurumlarına, uluslararası hukuka, gelişmiş sivil toplum hareketlerine, özgür basına, yasal muhalefete vb. sahiptir. Abhazya ekonomisi tek başına işlemekte ve gelişmektedir.Bugün 300,000 kişi nüfusu olan Abhazya’nın, doğal vatandaşı kabul ettiği, 1864 yılında Rusya tarafından yapılan büyük sürgün ile Türkiye’ye yerleşmiş ve anavatan ile yakın ilişkilerini sürdürmekte olan 500.000’den fazla nüfusu Türkiye’de yaşamaktadır.
Gürcistan'ın toprak bütünlüğü iddiasını kabul etmiyoruz.Bu uluslarası kamuoyunu yanıltmak için düzenlenmiş bir oyundur. Yinede toprak bütünlüğü iddaiasının desteklenmesine karşı bu açıdan ele alsak bile uluslararası hukuk halklara ''kendi iradesini tayin''yani ayrılma hakkı tanımıştır. Ne var ki,uluslararası hukuk verdiği bu hakkı , BM anlaşmasının toprak bütünlüğü maddesini herşeyden önce tutarak geri almaktadır.
SDR sömürge toplumlarının bağımsızlık taleplerinin hukuki dayanağı olarak düzenlenmiştir. Bu yaklaşım ışığında SDR’in mevcut devletlerin toprak bütünlüğü bakımından bir risk oluşturması söz konusu değildir. Ancak mevcut bir devletteki azınlık gruplarının SDR iddia etmesi halinde durum değişmektedir. Azınlık gruplarının SDR iddia edebilecek halk olarak nitelendirilmesi mümkün müdür? Hakim olan görüşe göre bu grubun gerekli olan uyum ve aidiyet duygusuna sahip olması, diğer bir ifade ile kollektif bir kimliğe sahip olması halinde (Georg Dahm/Jost Delbrück/Rüdiger Wolfrum, Völkerrecht 2001, s.285 vd; Ian Brownlie, Principles of Public International Law, 2008, s.580) halk niteliği kabul edilebilir; özellikle çok etnisiteli devletlerde herhangi bir şekilde siyasi olarak organize olmuş ve bunun sonucu olarak da coğrafi olarak sınırlı bir bölgede yoğun olarak oturan gruplar bakımından halk niteliği kabul görmektedir.
*Self determination right: kendi kaderini tayin hakkı
*Ülkelerin toprak bütünlüğü konusu, Uluslar arası hukukta yeniden şekil bulmalıdır.Uluslararası hukuk güçlü olanı değil, tüm halkları koruyamıyorsa adaleti temsil edilemez. Kosova dahil tüm bağımsızlığını ilan etmiş küçük ülkeler BM şartı olan ‘’toprak bütünlüğü’’ ilkesinden zarar görmektedir. Kosova'yı 70 ülke tanımakta fakat bu hukuki bir zemine oturtulamaktadır.
*Bir ülkeye ambargo uygulamak, orada yaşayan halkı ekonomik sıkıntıya sokmak suretiyle cezalandırmaktır. Ayrıca, yurtdışında ulaşım, erişim, eğitim, sağlık hizmetlerinden faydalanmasına izin vermemektedir. Sivil halkı cezalandırmak insan hakları, uluslarası savaş hukuku ile bağdaşmamaktadır.

KAYNAKLAR;
(abhazya ve gürcistan'in tarihi ve hukuki ilişkileri-v.ardzinba)
(türk-rus-gürcü ilişkilerinin merkezindeki ülke: abhazya)
(Teori ve Uygulamada Self-Determinasyon Hakkı)
(uluslararası hukukun sezessıon için belirlediği çerçeve )
Comments